Background image

terug

Başarı

1    Türkiye'nin başındaki şiddet belasının korkunç bir yüzü de, erkeklerin
 kadınlara uyguladığı şiddet. Erkekler tarafından öldürülen kadınların sayısı
 ürkütücü bir şekilde artmakta. Tabii sadece Türkiye'de değil, bütün dünyada
 yaşanan 'kadına karşı şiddet' birçok şekilde açıklanıyor. Benim kendi
 gözlemlerime dayanarak ulaştığım sonuç, erkeklerin kadınlardan üstün
 olduklarına inanmış, inandırılmış olmaları ve giderek bunun geçerli olmadığını ya
 da tersinin geçerli olduğunu fark etmeleri.
 
2    Genel olarak insanların farklı yetenek ve melekelere sahip olmaları
 gerçeğinden ayrı olarak, kadınlarla erkeklerin de, gerek yetenekleri gerekse
 melekeleri bakımından farklı oldukları muhakkak. Bunun içindir ki, değişen üretim
 tarzına bağlı olarak tarihte kadın-egemen (anaerkil) ve erkek-egemen (ataerkil)
 toplumların ortaya çıktığını biliyoruz. Tarım toplumu gibi sanayi toplumunda da,
 çeşitli nedenlerle erkek-egemenliğinin geçerli olduğunu da...
 Yakınlarda okuduğum bir yazısında Türk kökenli İsveçli yazar Thomas Gür,
 erkek-egemen toplumda erkeklerin bir tür 'tüketim malı'(!) olduğunu, en büyük
 riskleri onların yüklendiğini, ilk kurtarılanların kadınlar ve çocuklar olduğunu
 hatırlatıyor. Yine de ben, en büyük sömürünün 'kadınların erkekler tarafından
 sömürülmesi' olduğu konusunda feministlerle hemfikirim. Onlarla hemfikir
 olmadığım husus, kadın-erkek eşitliğinin ancak haklarda, hukukta
 sağlanabileceği konusundaki liberal görüşe katılıyor olmam.
 
3    Evet, tarım toplumunda olduğu gibi sanayi toplumunda da erkek 'egemen'
 oldu. Ne var ki bilgi toplumunun (yani ana sermayenin toprak ya da para değil
 bilgi-kültür olduğu toplumun) gelişiyle durum değişiyor olabilir. Kendi hesabıma,
 üniversitedeki öğrencilerim arasında derslerde başarı açısından kızların
 erkeklere birkaç tur bindirmeleri epeydir dikkatimi çeken bir eğilim. Bunu kızların,
 'erkek-egemen toplum'la baş edebilmek için kendilerini bilgi sermayesiyle
 donatmaya çalışmalarına bağlıyordum. Ve tabii, sosyolojinin yegâne kanununu,
 'kadınları sosyo-ekonomik ve siyasal hayata katamayan toplumların geri
 kaldıklarını' biliyordum. Yapılan araştırmalar, konunun giderek daha iyi
 anlaşılmasına yardımcı oluyor. Bulgular hemen her yerde kadınların erkeklere
 nazaran giderek daha üstün bir konuma gelmekte olduklarına işaret ediyor.
 ABD istatistikleri çarpıcı: Kızlar gerek lisede gerekse üniversitede erkek
 öğrencilere nazaran daha başarılı. Kızlar öğrenimlerinin bir kısmını başka
 ülkelerde yapma (dünyayı tanımada) ve (spor hariç) ders-dışı faaliyetlere
 katılımda erkeklerin çok önünde. Doktora yapan öğrenciler arasında kızlar
 çoğunlukta. Yirmi yaşlarındaki kadınlar erkeklerden ortalama yüzde 8 daha
 yüksek gelir sağlıyor. İşsizlik erkekler arasında daha yaygın. Peki, bilgi
 toplumunda erkekler niçin kadınların gerisinde kalmaya başladı?
 
4    Sosyologlara göre temel neden 'ekonomik ve teknolojik değişmeler'. 20.
 yüzyılın başlarında çamaşır ve bulaşık makinaları gibi özgürleştirici cihazlar
 kadınların ev işlerinden kurtulmalarında çok büyük bir rol oynadı. 1960'lardan
 itibaren doğum kontrol hapları, istenmeyen doğumlara son vererek, kadınların
 yaşam ortamını değiştirdi. Hizmet sektörü ve bilgi teknolojilerine dayalı işler de,
 kadınların ekonomik hayata katılma imkânlarını büyük ölçüde arttırdı. Bu eğilim
 sadece ABD'de değil, Avrupa ve Asya ülkelerinde de gözlenmekte. İkinci neden
 tarım ve sanayi toplumu, fizik-güç ve dayanıklılık gibi erkeklere özgü melekeleri
 öne çıkarırken, bilgi toplumunun kadınlarda çok daha yaygın görülen
 organizasyon ve planlama becerisi, estetik duygusu, işbirliği yapma yeteneği gibi
 'insani beceriler'e daha büyük gereksinim göstermesi. Üçüncü neden, kadınların
 ekonomik bağımsızlıklarını kazanmalarının ve aile normlarının değişmesinin,
 erkeklerin geleneksel rolünü ve başarılı olma motivasyonunu aşındırmasıdır.
 
 Şahin Alpay