Background image

terug

Rüzgar, su ve atom enerjisi

Türkiye'nin enerji ihtiyacı gittikçe artıyor. Bu ihtiyacı karşılayabilmek için çeşitli enerji kaynaklarından yararlanmak gerekmektedir. Bunun için öncelikli olarak ülkede yeni hidroelektrik santrallarının kurulması planlanıyor. Bu projelerin bazıları tartışmalara neden olmakta.

Rüzgar santralı kuran Alman şirketi Nordex, Marmara Bölgesi'nde 40 milyon euroluk bir bütçeye sahip bir projenin ortağıdır. Alman şirketin kuracağı tesislerde yılda yaklaşık 145 gigavat enerji üretilmesi bekleniyor. Bilindiği üzere Türkiye, Çin Halk Cumhuriyeti'nin ardından dünyada en hızlı gelişen ekonomilerden birisine sahiptir ve ülkenin enerji ihtiyacı gittikçe artmaktadır.

Türkiye'de enerji sektöründe en az 2,6 milyar euroluk yatırım yapılması gerekiyor. Enerji Bakanı, ülkede 15 bin megavat enerji üretecek santrallerin inşa edildiğini vurguluyor.

Türkiye'de önümüzdeki yıldan itibaren elektrik dağıtım şebekesinin özelleştirilme çalışmaları tamamlanmış olacak. Bu konuda Sabancı Holding ile Avusturyalı bir şirketin ortaklığı gündeme geliyor. Söz konusu şirketler 2008 yılında Ankara'nın elektrik dağıtım şebekesini 1,225 milyar dolar ödemek suretiyle almışlardı.

Bunun yanı sıra Alman Siemens şirketinin, Gürcistan ile Türkiye arasında bir enerji köprüsü oluşturmak için büyük bir projeye imza attığı biliniyor.

Türkiye, 2023 yılına kadar ülkenin enerji ihtiyacının yüzde 30'unun yenilenebilir enerjiden elde edilmesini hedefliyor. Bu bağlamda, rüzgar enerjisinin yanı sıra, barajlardan da faydalanılmak isteniyor. Bu barajların, kuvvetli suyu olan nehir yataklarından gereği gibi faydalanması lazım. Ancak bilindiği üzere hidroelektrik santrallerinin inşası tartışmalı bir konudur ve birtakım protestolara neden olmaktadır. AB Komisyonu, Türkiye'yi izlediği sert baraj siyaseti nedeniyle eleştiriyor. Türkiye'nin çevre ve kültür varlıklarının korunması gibi hususlara dikkat etmediğini ve Allianoi ve Ilısu baraj projeleri konusundaki anlaşmazlıklar hatırlatılıyor.

Türkiye'nin izlediği atom santralleri siyaseti henüz gündemde pek fazla yer almıyor. Mersin yakınlarındaki Akkuyu'da ülkenin ilk nükleer santralının inşası 2014 yılında başlayacak. Bu projede Rusların ortaklığı söz konusudur. İkinci nükleer santralın ise Sinop yakınlarında kurulması planlanıyor.

Türkiye, jeostratejik konumu itibarıyla, Avrupa ve Asya arasında bir köprü olması sebebiyle enerji nakli konusunda da kilit ülke olma durumundadır. Bilindiği üzere Türkiye, Avusturyalı OMV Şirketi'nin öncülüğünde gerçekleştirilen Nabucco Projesi'nde önemli bir ülkedir. Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) petrol boru hattı ve Bakü-Tiflis-Erzurum doğalgaz boru hattıyla Hazar'daki enerji kaynaklarının batıya sevkedilmesinde bir enerji koridoru olarak görev yapabileceğini gösteren Türkiye'nin, AB açısından mevcut en hayati projesi, Hazar ve Ortadoğu doğalgazını Avrupa'ya sevkedecek Nabucco'dur.
Bu proje kapsamında Samsun'daki doğalgaz çevrim santralı için doğalgazın Rusya'dan temin edilmesi öngörülüyor.
Samsun'dan Ceyhan'a yeni bir petrol nakil hattı da kurulması isteniyor. Ülkenin enerji siyasetinde Ceyhan çok önemli bir yer tutuyor. Bu nedenle Ceyhan'da Türkiye'nin en büyük petrol rafinerisi kurulacak.