Background image

terug

12 günde kekemelikten kurtuldular

Mustafa, Haşim, Buse ... Yıllarca kekemelikle mücadele ettiler, aileleriyle birlikte çalmadık kapı bırakmadılar. Sonunda başardılar ve kendi deyimleriyle artık ‘şiir’ gibi konuşuyorlar.

İSTANBUL - Kekemelik, bazı ses, hece ve sözcüklere başlayamama, takılma, tekrarlama, duraklama ve bazen de burun kırıştırma, kafa sallama, el vurma gibi ikincil davranışların eşlik ettiği ‘konuşmanın kesintiye uğraması’ olarak tanımlanıyor.
Nedeni kesin olarak bilinmeyen, erkek çocuklarda kız çocuklarından daha fazla görülen kekemelik terapisiyle ilgili tartışmalar yıllardır sürüp gidiyor. Kekemelik terapisinin bilimsel yöntemlerle yapılması gerektiğini belirten akademisyenler, konuşma merkezlerindeki terapilere sıcak bakmıyor, kısa sürede kekemeliği düzelttiğini iddia eden merkezlere şiddetle karşı çıkıyor.
Terapi şekli ve süresiyle ilgili tartışmalar devam ediyor ama giderilemeyen kekemelik sorununun, hem çocuğun, hem de ailenin hayatını önemli ölçüde etkilediği de bir gerçek. Ntvmsnbc haber kanalı, yıllarca bu sorunla mücadele ettikten sonra akıcı konuşmayı başaranların hikayesini dinledi, kekemeliği 12 günde tedavi ettiğini söyleyen Ankara Konuşma Eğitim Merkezi yetkilileriyle görüştü ve ‘Kekemelik 12 günde tedavi edilebilir mi?’ sorusunu, Anadolu Üniversitesi Dil ve Konuşma Bozuklukları Merkezi (DİLKOM) Direktörü Prof. Dr. Seyhan Topbaş’a yöneltti.

YILLARCA ‘KONUŞMA MÜCADELESİ’ VERENLER NE DİYOR?
12 günlük terapiyle kekemelikten kurtulduklarını söyleyenlerin hikayesi ortak noktalar içeriyor. İşte onlardan birkaçı:

(Buse Bulmuş, 19 yaşında)
Buse Bulmuş, Afyon Kocatepe Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde okuyor. 4 yaşından 18 yaşına kadar kekemelik sorunu yaşamış, kekemelikten kurtulmak için her yolu denediğini, ancak sonuç alamadığını söylüyor. Buse Bulmuş, üniversite sınavında edebiyat bölümünü kazanınca hem çok sevindiğini hem de çok üzüldüğünü belirtiyor ve kekemelikten nasıl kurtulduğunu şöyle anlatıyor: “Türk dili ve edebiyatı, konuşmaya yönelik bir bölüm. Kekemelik zaten hayatımı yeterince zorlaştırıyordu, ama üniversitede o bölümü kazanınca, kekemelik benim için çok daha önemli bir sorun haline geldi. Bu durumdan kurtulmam gerektiğini biliyordum, ama nasıl kurtulacağımı bilmiyordum. Çünkü yıllarca uğraştım, değişik tedaviler gördüm, doktorlara gittim, ama değişen bir şey olmadı. Burada gördüğüm eğitim ise hayatımı değiştirdi. Şu anda, gördüğünüz gibi, hiç bir sorunum yok, artık rahatlıkla ve akıcı şekilde konuşabiliyorum.”

(Mustafa Kadir Arıkan, 14 yaşında)
“6 yaşından beri kekemelik sorunuyla yaşıyordum. Burada aldığım eğitimden sonra normal ve akıcı konuşmayı başardım. Önceden kekemeydim ve çok zorlanıyordum. Arkadaşlarıma çok kısa bir şey söyleyeceğim zaman yarım saatte söyleyemiyordum, arkadaşlarım da ben de bu duruma sinir oluyorduk. Ama şimdi öyle değil; ben de artık onlar gibi konuşuyorum, bu sıkıntıdan kurtuldum. Hem daha rahat ve güzel konuşuyorum hem de derslerimde daha başarılıyım. Buraya gelinceye kadar çok uğraştık, ailemle birlikte neredeyse gitmediğimiz hastane kalmadı; ama hiç birinden sonuç alamadık. Burada hem ben çalıştım, hem merkezlerdekiler çalıştı ve bu işi sonunda bitirdik. Kekemelik her alanda bana zorluk ve sıkıntı yaşatıyordu. İnanmak başarmanın yarısıdır, bir şeye inanırsak o şey gerçekleşir. Ben de burada kekemelikten kurtulacağıma inandım ve kurtuldum. Şimdi artık şiir gibi konuşuyorum, çok mutluyum.”

(Dursun Kaynak, Haşim’in babası)
“Haşim, 3 yaşından beri kekemeydi, şimdi 14 yaşında. Yıllarca çocuğumu üniversitelere, üniversite hastanelerine ve uzmanlara götürdüm; ama konuşması düzelmedi. 12 günlük eğitimden sonra çocuğum rahatlıkla konuşmaya başladı. Eğitmenlerin verdiği egzersizleri tam olarak yaptığı için konuşabiliyor. Şu anda çok memnununuz; kekemelik düzeldikten sonra dersleri de düzeldi. Çünkü önceden kendisini ifade edemediği için dersleri de, çevresiyle ilişkileri de iyi değildi. Ailelere önerim; çocuklarında kekemelik veya başka bir konuşma bozukluğu varsa geç kalmasınlar ve çaresini bulsunlar. Çünkü bu hem çocuğun hem de ailenin hayatını zorlaştıran bir durum.”