Background image

terug

Altınımız yer altında mı kalsın?

Behçet Fakihoğlu

Artvin kamuoyu, son günlerde, Artvin-Cerattepe’de altın madeni çıkarılmasını veya çıkarılmamasını tartışıyor. Çoğu kişi, mevcut bölgenin konumu ve çevresel hassasiyetlerden dolayı madene karşı çıkıyor. Bir kısmı da, yabancı sermayenin madeni çıkarmasından dolayı eleştirilerini sıralıyor. Madenin çıkarılmasını isteyenler ise, Türkiye’deki altın madeni rezervlerinin 1/3’ünün Artvin- Cerattepe’de olduğunu göz önüne alarak, bu madenin işletilmesinin ülke ekonomisine ve Artvin’e katkı sağlayacağını, yer altında kalan madenin hiçbir faydasının olamayacağını düşünerek, çevrenin korunması kaydıyla madene ‘evet’ diyor.

Kuyumculuk, altın kaplama ve süsleme, elektrik / elektronik, diş hekimliği, dekoratif kullanım, madalya yapımı, resmi para, külçe stokları gibi kullanım alanları da göz önüne alınarak, altın madenine karşı çıkılamayacağı düşünülmeli. Hem madenciliğe savaş açmak hem de madencilik nimetlerinden faydalanmanın dürüstlük olmadığı bilinmelidir.
Kaldı ki, Artvin-Cerattepe’deki maden, siyanür kullanılarak çıkarılmıyor. Altın araması sırasında siyanür kullanılmaz. Siyanür, altın cevherinin işlenmesi ve cevherden altın elde edilmesi sırasında kullanılan bir kimyasaldır.

Artvin’de altın madeninin çıkarılmasına karşı çıkanların ve çıkarılmasından yana olanların tamamının Artvin’i çok sevdiğini düşünüyorum. Buradaki ana farklılık, Artvin’in ekolojisinin bozulacağına inananlar ile, olaylara daha geniş açıdan bakıp, altının çıkmasının hem Artvin’e hem de Türkiye’ye katkı sağlayacağının görülmesi meselesidir. Olaya sadece ideolojik açıdan bakmak, ne Artvin’e, ne de ülkeye yarar sağlar. Temel mesele, yer altı zenginliğimizi ve bunlardan nasıl faydalanacağımızı bilmememizden kaynaklanıyor.

Evet, Türkiye’de altın var, ama değerlendirme safhasında ‘sıfır’ noktasındayız. Eğer birileri “Vatan elden gidiyor!” argümanıyla hareket ederse ve birileri “Çevre elden gidiyor!” deyip, taraf olanları çevre katili ilan ederse, hem birbirimizi kırmış oluruz hem de yer altındaki zenginliklerimizi atıl bırakmış oluruz. Bu durumda, maden sektöründen geçimini sağlayan on binlerce insanı zor durumda bırakmış olmaz mıyız?

Kaldı ki biz, ne Artvin-Cerattepe bölgesinde doğal olarak oluşan altın madenini bir başka yere yerleştirebiliriz ne de Bergama’dakini. Bu da Allah’ın o bölgelere has olarak yarattığı bir değer. Ya bu bölgelerdeki altını çıkaracağız ya da yer altında bırakacağız.

Hacettepe Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölümü Maden İşletme Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Seyfi Kulaksız’ın, Türkiye’deki yer altı zenginliklerinin çıkarılmasını istemeyen uluslararası gücün bulunduğunu hatırlatan şu sözlerini unutmamak gerek:
“Altın ithalatının büyük bir kısmı Almanya’dan yapıldığı için pazarı kaybetmek istemeyen Alman ihracatçılar, Alman Vakıfları aracılığı ile çevrecileri finanse ediyorlarmış. Amaç, altın arama faaliyetlerini sabote etmekmiş.”
Yüksel Kantar-ARTVİN